Sustum,
İçime bağırıp, dışarı sustum.
İçimdeki tahammülsüzleştikçe dışımdakinin sabrı artırıyordu sanki. Yalanları gördükçe yalan söylüyordum kendime “yanlış görüyorsun” diye.
Sustum,
Gideceğini biliyordum ama inanmıyordum. Suskunluğumdan ”gitme” diyebildim yalnızca, tam da gitmesi gereken vakitti aslında.
Sustum,
Sustukça gözlerim mi açılıyordu? Birileri nereye kadar susabilecek deyip sabrımı mı deniyordu? Bilinmez. Ama ben sustum. Gök gürüldediğinde bacaklarını karnına çekip bağırmak isterken susan bir çocuğun susuşuydu ciğerlerimdeki.
İçime bağırdım
Dışarı sustum
Suskunluğumdan kulaklarını tıkamak zorunda kaldılar.
Gök gürüldedi, ben sustum.
Suskunluğumun yırtıcı sesinden kulaklarını tıkadılar.
Ben sustum.
Ağzımdan bir avuç kan boşaldı.
Ne oldu dediler? Yalandan.
Güldüm.
Kanı gerisin geri yuttum.
Sustum.
Ay Kadını'07
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder