14 Ekim 2010 Perşembe

KADER DEĞİŞTİRİLEBİLİR Mİ?

Her başarısızlıkta “kader napalım” diyen, ama başarılı olduğunda bunu “kader” ile bile paylaşmayan insanoğlu, ciddi anlamda, felsefecilerin, din bilginlerinin, edebiyatçıların kelimeleri dışına çıkıp düşündüler mi gerçekten acaba “kader değiştirilebilir mi” diye?

İlginç ama bugünlerde Fikri Mühim* bu konu için bir forum sayfası açtı. Kader değiştirilebilir mi? sorusuna verdiğiniz cevap ile girdiğiniz sitede, değiştirilebilir ve değiştirilemez diyenlerin ilginç yorumları var. Benim en çok dikkatimi çeken nokta değiştirilebilirliğine inancın şu an ki oranla %63 olması. Çünkü geçen sene ülkemizde bir basın kuruluşu tarafından yapılan ‘ülkenin geleceğini nasıl görüyorsunuz’ araştırmasında, ülkenin ve dolayısıyla kendini geleceğini olumsuz gören cevaplar ağırlıktaydı (bu şekilde açıklanmıştı sonuçlar). Yani ülkede geleceğini göreceli olarak değiştiremeyeceğini düşünen bir çoğunluk var,
ama yine çoğunluk iş kendi kaderine geldi mi değiştirilebilir buluyor; ironik. Bu nedenle forumu incelerken daha çok değiştirilebilir diyenlerin yorumlarını merakla okudum.

En ilginç (belki de doğru kelime ironik olmalıydı) gelenlerden bir ikisini paylaşmak isterim;

“Kader degistırdıgımızı sanıyoruz fakat asıl kaderımız o degıstırdıgımız dır...”

“şöyleki Kader çizgisi Allah tarafından çizilir ve biz bu çizginin dışına çıkamayız.Ama hayat bizim hayatımız bize verilen bir sınav süresi kağıdı istediğimiz gibi doldururuz ister iyi ister kötü sonucun katkısı bize.Yaptığımız hal ve hareketler ise bu çizgiye yön verir yanlızca.Oturduğumuz yerde kaderin bizi bulmasını bekleyemeyiz bunun için bi uğraş bi çaba harcamalıyız desemde kendim çok kaderceyim.İstediğimiz gibi değildir çoğu zaman kabul ama ona ayak uydurabiliriz yada o bize ayak uydurabilr:)Gidişatımızla belirleriz bunu kaderinizi beklemeyin benim gibi hayatınız beklemekle geçer:)))”

Benim yorumum mu? Bence kader dediğimiz şey başlangıcı ve sonu belli bir güzargahta istediğiniz yoldan gitme özgürlüğüdür. Bir boyama kitabını boyamak gibi; bazı çizgiler vardır geçemeyeceğiniz ama resmi çerçevesi mi belirler, yoksa içindeki boyama mı? Hayatı çerçeveden ibaret görüyorsanız hiçbir şeyi değiştiremeyeceğinize inanırsınız, buda yetmez insanları da umutsuz hale sokmak için etrafta bir huzursuzluk makinası gibi gezersiniz, ama boyamaysa/renklerse resmi resim yapan sizin için, o zaman başlarsınız hayatınızı boyamaya.

Ahiret ile ilgili çeşitli formlarda da bildik gelecek bir kıssa vardır hatırlarsınız;
Bir gün Hz. Ali Efendimiz, namaz kılmış giderken müşriklerden biriyle karşılaşır. Müşrik Hz. Ali Efendimize şöyle der: “ Ya Ali! Şu sizin halinize bakıyorum da düşünüyorum. Ahiret var, insan bu dünyada yaptıklarından bir bir hesap verecek diye, namaz kılıyorsunuz, oruç tutuyorsunuz; Cennet var, Cehennem var diyorsunuz... Ben bunların hiç birine inanmıyorum. Hem aramızda ne fark var, sende yaşıyorsun, bende yaşıyorum. Sizin bu kadar çabanız nedir? Her gün vaktinde namaz kılacağım, oruç tutacağım diye bu kadar çaba niye? Hz. Ali Efendimiz bütün bunları vakar ve sükûnetle dinledikten sonra şu cevabı verir: “ Farzet ki, öldükten sonra dirilmek yok. Bizim imanımız var. Farzet ki senin dediğin gibi dirilmek yok. Senin dediğin çıkarsa, o zaman ben bu yaptıklarımdan ne kaybederim. Namaz kılıyorum, dinimin emrini yerine getiriyorum, oruç tutuyorum. Bunlar benim kulluk vazifemdir. Bundan dünyada hiçbir zarar görmüyorum. Ahirette bir zararım olur mu, ne dersin?... Adam biraz düşündükten sonra, olmaz, dedi. Oruç tutuyorum. Burada senin gözünde bir zarar görüyor musun? Hayır der. Zekat veriyorum, hem dinimin emrini yerine getiriyorum, hem de fakir, muhtaç insanlara yardım etmiş oluyorum. Bundan benim kaybım olur mu? Ne dersin? Adam hayır, olmaz, der. Ya ahiret varsa! Burada yaptıklarında hesabı varsa, imandan, namazdan, oruçtan, zekattan haktan, hukuktan, insan yaptığı işlediği her davranıştan hesaba çekilirse, ya bütün bunlar varsa! Ki var. O zaman ey adam, o zaman senin halin nice olur?

Kıssadan hisse: ya kaderi değiştirebiliyorsak gerçekten ve bir ömrü değişmeyeceğine inanıp geçirmişsek, ömrümüzün son demi pişmanlıklarla dolu olur.

Bu ilginç foruma sizde bakmak, katılmak, yorumda bulunmak isterseniz
buraya tıklamanız yeterli olacaktır.

Sevgiler,

Tuğba Makina – Ekim’10

*
Fikri Mühim : WOM (Word of Mouth) pazarlama strajesine dayalı bir nevi online araştırma şirketidir.

-Not: aldığım yorumlarda imla dahil hiçbir düzeltme yapmadım.

3 yorum:

  1. Sevgili Tuğba,
    Bu konuda uzun yazılar yazdım. Bir bölümünü aşağıya iktibas ediyorum. Daha fazla bilgi edinmek isteyenler "Ezeli Sır, Kader" , "Alınyazımı Ben mi Yazıyorum?", "Sana Yeni Bir Dünya Gerek" adlı kitaplarımı okuyabilirler.
    Sevgilerimle,
    Ömer Sevinçgül

    KADER DEĞİŞMEZ, HALLER DEĞİŞİR

    Oturmuş kitap okuyordu. Birden kitabı yere attı, eline bir kalem alıp yazı yazmaya başladı. Sonra bana döndü, "İşte kaderimi değiştirdim!" dedi.
    Güldüm, "Sen kaderini değiştirmedin" dedim.
    "Niye? Kitap okuyordum, bu benim eski kaderimdi. Şimdi yazı yazıyorum, bu da yeni kaderim."
    "Hayır, kaderin neyse odur. Kader Rabbinin ilmidir. Ondan ne bir satır silinir, ne de ona yeni bir satır eklenir. Sen halini, fiilini, eylemini değiştirdin. Kader denizinde yüzen bir gemi gibisin. Rotanı ne yana çevirirsen çevir, yine o denizin içindesin.”
    "Öyleyse çalışıp çabalamak boşuna, nasılsa kaderim değişmeyecek."
    "Olur mu öyle şey! Sen kaderinde ne var bilmiyorsun ki. Kader seni engellemiyor. Hür iradenle yeni bir durumu tercih edebilirsin. Fakirken zengin, tembelken çalışkan olabilirsin. Hastaysan, tedavi olup iyileşebilirsin. Durumun değişir, fakat bu, kaderinin değiştiği manasına gelmez."
    "Bu aynı şey değil mi peki?"
    "Hayır! Kader, bütün yerleri ve zamanları kuşatan ilâhî ilmin adıdır. Bu sebeple, hiçbir olay ilâhî ilmin dışında kalamaz. Senin başta söylediklerin kader defterinde şöyle yazılmıştır:
    Şu gün, şu zamanda, falan adam kitap okurken onu elinden atacak, eline bir kalem alacak, yazı yazmaya başlayacak ve arkadaşına, 'İşte kaderimi değiştirdim!' diyecek."
    Güldü, "Haklısın galiba" dedi.


    SEBEBİ YOK SAYARSAK SONUCU BİLEMEYİZ

    Kadın mutfakta yemek yapıyor, sekiz yaşındaki kızı da televizyonda çizgi film izliyordu. "Kızım, git ekmek al!" dedi. "Biraz sonra giderim anne!" diye cevap verdi kız. Kadın ısrar etti: "Baban gelmek üzere kızım, hemen gitmelisin!" Kız yerinden kalkıp annesinden para aldı, bakkala gitti.
    Beş dakika sonra acı bir firen sesi duydu kadın. Ve ardından çığlıklar. Pencereye koştu hemen. Bir otomobil yana kaykılmış duruyor, kızı da yerde yatıyordu. Feryat ederek koştu. Komşular da çıkmışlardı dışarıya. Çocuk ölmüştü.
    O günden sonra sürekli kendini suçladı kadın. "Biraz sonra giderim anne, dedi yavrum. Ben ısrar ettim. Ah etmez olaydım! Israr etmeseydim ölmeyecekti" diyor, acı içinde kıvranıyordu.
    Komşular teselli etmeye çalışıyorlardı onu, "Öyle deme kardeş. Kaderinde bu varmış. Sonra gitse yine ölecekti" diyorlardı.
    Fakat kadın dinlemiyordu onları. "Öyle olmasaydı böyle olmazdı" deyip duruyordu.
    Şimdi soralım: Çocuk daha sonra gitse yine ölür müydü?
    Bilemeyiz!
    Çünkü sebeple sonucun kaderi tektir. Kaderde sebep sonucun ayrılmaz şartı olmuştur. Başka bir deyişle, sonuç tamamen sebebe bağlanmıştır. Burada kaza sebep, kızın ölümü sonuçtur. Kaderin hükmü ise, “Çocuk falan yerde, falan dakikada, falanca otomobilin çarpması sonucu ölecek” şeklindedir.
    Şimdi bir eşitlik düşün. Eşitliğin sol yanında iki artı iki yazılı, sağ yanında ise dört var. İki artı ikiyi sildik mi öbür taraftaki dördün hiçbir anlamı kalmaz. Sol tarafa yazılacak rakamları bilmiyoruz çünkü. Yine iki artı iki ya da üç artı bir yazılabilir, mümkündür. Fakat başka rakamlar da yazılabilir. Bu durumda sonucun mutlaka dört olduğunu söylememize imkân yoktur.
    Bu meselede de kızın hemen gitmediğini varsayarsak, sebebi ortadan kaldırmış oluruz, ölüp ölmeyeceği konusunda neye dayanarak karar vereceğiz? Zira sebebi yok saymakla sonucu da yok sayıyoruz. Allah, başka bir sebep yaratıp öldürebilir, ya da yaratmayıp öldürmeyebilir.

    YanıtlaSil
  2. güzel yazılar Ömer Abi'den.Bence onun yazılarına ve kitap tanıtımlarına daha çok yer vermelisin sitende:)

    YanıtlaSil
  3. Kader değişemiyor ise geleceği görmek kadar büyük bir işkence var mı?????

    YanıtlaSil